Nübüvvet Tarihi Ekseninde Türk Tarih Tezi
Türk Tarih Tezi kitabım, hanifliğin Türk kavimleri arasında 15.000 yıllık bir süreçte benimsenmiş bir din olduğu tezini savunmaktadır.
Mar 26
Türk Tarih Tezi kitabım, hanifliğin Türk kavimleri arasında 15.000 yıllık bir süreçte benimsenmiş bir din olduğu tezini savunmaktadır.
İbn Haldun’un kuramında erdemler maddi koşulların veya iklimin veya üretim biçiminin gereği olarak ortaya çıkmakta ve “koşullu değer”ler olarak hayat bulmaktadır. Ahlâk ise varoluşu için “koşul” kabul etmemektedir. Bu nedenle İbn Haldun ahlâk-dışı bir teori sunmaya mecbur kalmaktadır. İbn Haldun’un yağmacı asabiyeti (nesep asabiyeti) mülkü ahlâkî bir değerle elde edemezken, Türkler teşkilatlanma biçimleriyle (töre ile) yaşamış ve obaları birleştiren bir “hakan” ortaya çıktığında devletleşebilmiştir. Türkler devleti erdemle kurabilmekteyken, İbn Haldun toplumunu erdemle kuramamakta, toplum kurmak bakımından kabileleri hırpalayan güce, yani “asabiyetin nüfus nüfuzu”na mecbur kalmaktadır.
Hacı Bektaş-ı Veli ve Hacı Bayram-ı Veli’nin asıl işlevi, iktisadî alanı örgütlemekti. Nitekim Hacı Bayram-ı Veli’nin “şehir” inşa ettiğini, Hacı Bektaş-ı Veli’nin ise “musahipleşmiş topluluklar” ile “Kırklar sistemi” geliştirdiği görülmektedir. Türk muhafazakâr aydınları ise zikri geçen sufi önderlerin metodolojisini değil, tekkelerini öne çıkarmaktadır.
Pek çok yazarın Türk devlet tarihi silsilesinde İskitler-Sakalar yer almakta değildir. Bu yaklaşım Türk millet varlığını ve millet tarihini nübüvvet sonrası insanlık tarihiyle bütünleştirememekte, Türk devletlerinden bazılarını da başka milletlerin devlet teşekkülü olarak anlamlandırmaktadır.
Günümüzde Müslüman toplumlarda dahi Batı kültürüne direnebilecek “geleneksel” bir kültür aidiyeti görülemiyor. İslâm dünyasında “teknoloji karşıtı” bir düşünce ekolü bulunmadığı için geleneksel toplumun teknolojist modernleşme sürecinde çözülmesine “dur” diyecek bir sosyal teoriden bahsedilemeyecektir.
Linen Theme by The Theme Foundry
Copyright © 2022 . All rights reserved.